Hamide HANGÜL
Döviz getiren ve cari açığın finansmanına doğrudan katkı sağlayan turizm sektöründe yüksek enflasyon, tatil süresinin kısılmasına neden oldu.
Fiyatlardaki artışın yanı sıra turizmciler son dönemde sosyal medyada yayılan bazı video ve paylaşımlarda ‘Türkiye’nin çok pahalı olduğu’ algısının yayılmasının turizmi baltaladığı uyarısı yapıyor. Sektör yetkilileri bu paralelde yerli ve yabancı turistin Yunanistan, Rodos, İspanya, İtalya gibi Akdeniz çanağındaki rakip ülkelere kaptırıldığının altını çizdi.
Ege ve Akdeniz’de yüksek enflasyonun getirdiği maliyet artışlarına rağmen konaklama tesislerinin, kampanyalarla fiyatları baskılamaya ve güncel artışları yansıtmamaya çalıştığını savunan sektör temsilcileri, “İki top dondurmanın 20 pounda, bir markette bir kutu kolanın 250 TL’ye satılması turizme zarar veriyor.
Bunu mutlaka önlemeliyiz. Turizm zabıtaları oluşturup bu esnafın çok iyi denetlenmesi, fiyatların sürekli gözetim altında tutulması gerekiyor. Ahlaki erozyonun, dünyanın en güzel coğrafyasına uzun vadede vereceği zararı iyi anlamalı ve ona göre politika üretmeliyiz. Bu sorunların üstesinden gelebilmek için birlikte hareket etmeliyiz” çağrısı yaptı.
Tatilci süreyi kısalttı
Türkiye’deki yüksek enflasyon karşısında ekonomik çözüm arayan ve tatil süresini birkaç gün kısmaya başlayan yerli ve yabancı turist, geçen sezon her şey dahil 7 gün için harcadığı ortalama 49 bin liralık bütçesiyle, bu sezon 5 güne yaklaşık 50 bin lira ödeyerek tatil yapabiliyor.
Maliyet artışı karşısında turistin tatilden vazgeçmediğine işaret eden sektör temsilcileri, “Ancak önceden 7 gece konaklıyorsa artık 5 gece kalıyor. 9’sa 7’ye, 3-4 günse 1,6-2 geceye düşüyor” dedi. Otellerin de turistlerin değişen taleplerine cevap vermek için çalıştığına işaret eden sektör temsilcileri, “Beş gecenin altında satış vermeyen konaklama tesisleri, şu anda 3-4 gecelik satış vermeye başladı.
Turistin daha fazla kalması için turizm aktiviteleri artırılmalı ki daha çok döviz girdisi sağlansın” çağrısı yaptı. Turizm verileri de konaklamalardaki düşüşe işaret ediyor. Her ne kadar ikinci çeyrek turizm gelirleri 31 Temmuz’da açıklanacak olsa da bu yılın ilk çeyrek verilerinde ortalama geceleme sayısının 14.9 olduğu belirlendi. Bu sayı, geçen yıl ilk çeyrekte 15,3’tü. Yabancı turistin 2023 Ocak-Mart döneminde 13 olan ortalama geceleme sayısı da bu yıl ilk çeyrekte 11,1 olurken, yerli turistin ise ortalama 17,4’ten 12,9’a gerilediği görüldü.
Diğer taraftan turistik tesislerin, maliyet artışlarını güncel fiyatlara yansıtmamaya çalıştığına işaret eden sektör temsilcileri, artan maliyet karşısındaki fiyat politikasını, “Geçen yıl 4 bin lira olan bir tesis, bu yıl 6 bin -6 bin 500 lira civarında. Maliyet artışları dikkate alındığında güncel rakamlar 8 bin – 8 bin 500 lira seviyesinde. Ancak bu artışlar yansıtılmıyor” diye özetledi. Öte yandan Akdeniz’de beş yıldızlı bir otelde her şey dahil ortalama tatil fiyatı 21 bin liradan başlarken, ultra lüks villalarda 350 bin liraları aştığı belirlendi.
How To Make Travel & Ennar Cave House Yönetim Kurulu Başkanı Hami Koç, yerlinin yanı sıra yabancı turistin de en ekonomik şekilde tatil yapmak istediğine dikkat çekti. Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fiyat hassasiyeti ön planda, ucuz tatil arayışı var.
Balona bineyim geri döneyim, ekonomik olsun istiyorlar. Yabancı bir turist ortalama 1,6 gününü Kapadokya’ya ayırıyor. Yani 16 saat ayırarak daha ekonomik olmasına çalışıyor. Yabancı turist önceden 3-4 gün kalırken, şu anda 1,6 – 2 güne düştü. O nedenle Kapadokya’da turistlerin yapabileceği aktiviteleri fazlalaştırmalıyız. Bu sayede kalacağı gün sayısını artırmalıyız ki, daha çok döviz girdisi sağlansın. Yerli turist ise 1 güne düşüyor. Batı’dan Doğu’ya geçerken sabah geliyor, akşam gidiyor. Yerli turist daha çok çadır, karavanda konaklıyor.”
Tesis olarak yüzde 85 yabancı ağırlıklı çalıştıklarını ve daha çok yabancı aileleri ağırladıklarını söyleyen Koç, “Şu anda Kapadokya bölge otellerinde doluluk yüzde 35-40 arasında. Geçen yıl odabaşı ortalama fiyat 70 euroydu, şu anda 55 euroya gerilemiş durumda” dedi. Koç, yüksek maliyet ve sabit kur dolayısıyla satılan her oda için odabaşı 620 lira zararın olduğunu söyledi. Koç, son olarak “Bizde konaklama fiyatları çok uygun, ancak yiyecek-içecek pahalı maalesef. Fırsat fiyatlarına izin verilmemeli” dedi.
Rota değişmedi, ancak geceleme düştü
Jolly Tur Yurtdışı Turizm Direktörü Tolga Tekin, enflasyonist ortamda maliyet artışlarının iç turizmde tatilci davranışlarına etkisine yönelik, “Tatil bir ihtiyaç. Geçmişte 7 gece konaklıyorsa, artık 5 gece konaklayabiliyor. Veya daha makul fiyatlı otelleri tercih ediyorlar” diye konuştu. Sektör cirolarında enflasyondaki artışın etkili olduğunu, ancak turist sayısının da yüzde 30-35’lik bir yükseliş görüldüğüne işaret eden Tekin, “Buradaki fiyat artışlarına göre tatilciler, kendi bütçesini ayarlıyor” diye konuştu.
Yüksek enflasyonla satın almadaki düşüşün rota değişikliğine neden olup olmadığı konusunda Tekin, “Keskin bir değişiklik yok. Alışkın olduğu yere yine gidiyor. Örneğin Ayvalık’ı seven yine Ayvalık’a, Çeşme’yi seven yine oraya gidiyor. Ancak daha lüks segmentten A-B kategorisine yöneliş ve daha az konaklama sayısı söz konusu” değerlendirmesi yaptı. En çok talep gören bölgenin neresi olduğu sorusuna Tekin, “Her zaman Akdeniz” yanıtını verdi.
Oteller satın alma gücüne cevap vermeye çalışıyor
Jolly İç Turizm Oteller Direktörü Cihat Gür, enflasyonla yükselen maliyetler karşısında tatilcilerin de kendi bütçesini otellerin konaklama şartlarına uyarlamaya çalıştığına işaret ederek, “Oteller de artık misafirlerin şartlarına uymaya çalışıyor. Önceden en az 5 gecenin altında satış vermeyen bir otel, şu anda 4 gece, 3 gece veriyor.
Otel tarafında da müşteri tarafında da herkes aslında kol kola girmiş, birbirine destek olarak ilerlemeye çalışıyor. Çünkü satın alma gücünde düşüş söz konusu” diye konuştu. Tatilcilerin gözdesi olan Akdeniz’de Antalya Alanya’nın başı çektiğine dikkati çeken Gür, “Alanya’yı Side, Belek takip ediyor. Ege’de Bodrum başı çekiyor. Bodrum, Marmaris, Fethiye olarak sıralanıyor” bilgilerini verdi.
Son dakikalar yüzde 70 arttı
Akbaldan Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akbal, artık tatilcilerin yılda bir defa dinlenmek için kendi çözümlerini geliştirdiğine işaret ederek, şunları söyledi: “Tatil süresini düşürüyorlar.
Sezon başı ya da sezon sonları rezervasyon yapmaktansa tam sezonda gelmeyi tercih ediyorlar. Örneğin 7 günse, 4 veya 5 gün gelmeyi tercih ediyorlar. Hafta içi uygun olduğu için onu tercih edenler var.” Turistin, tatil süresini kısaltarak bütçesini ayarladığına işaret eden Akbal, “Mesela geçen yıl, her şey dahil bir butik otel için 7 güne 49 bin lira öderken, şu anda 5 günde 50 bin lira ödeyerek tatilini yapabiliyor.”
Geçen yıl ve önceki yıllara bakıldığında son dakika rezervasyonlarının ciddi artış gösterdiğine işaret eden Akbal, “Dün karar veriyor, fiyatı analiz ediyor ve bugün tesise geliyor. Son dakikalarda 15 günden bu yana yüzde 60-70 artış var. Son dakikalarla oteller, gün içinde ya da akşam dolmuş oluyor. Boş oda stok yapılamadığı için tesisler, indirim ve kampanyalar yaparak otelleri doldurma yolunda ilerliyorlar” diye konuştu.
Geceleme sayıları düşüş trendinde
Ela Hotels & Resorts Turizm Koordinatörü Korhan Alşan, sektör girdi maliyetlerinin Kovid-19 sonrasında arttığını, önceden dengelenebilen maliyetlerin kurların durağan seyretmesi ve yüksek enflasyonun negatif etkiyle fiyatlara yansıdığını vurguladı. İç piyasada turist sayısının yüzde 30 artığını, ancak gecelik tatil periyotlarındaki düşüşe işaret eden Alşan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm dünyadaki kaynak pazarlarda geceleme sayıları düşüyor; kişi başı yüzde 10-15’lik bir düşüş söz konusu. Önceden yabancı turistin 9 gün olan geceleme sayısı 7-8’e düştü.
Bu, pazara göre farklılık gösteriyor. İç piyasada ortalama 6 gece olan konaklamalar da 5 – 5,5 gecelerde. Tüketiciler, daha uygun fiyatlı dönemlere, erken rezervasyon kampanyalarına ya da tatilin kısaltılması gibi farklı çözümlere ilgi göstermeye başladı. Tüketicinin tatilini karşılama ihtiyacı devam ediyor, ancak bütçe odaklı bir davranış sergiliyor. Bu, hem yerli hem yabancı turist için geçerli. Fiyat hassasiyeti yüksek. Global ekonomik durgunluk, jeopolitik gelişmeler, küresel belirsizliklerin tüketiciler üzerindeki etkileri, tüm sektörlerde olduğu gibi turizmde de hissediliyor.”
“En pahalı ürün ile B plus işletmeler karşılaştırılıyor”
Dünyanın en güzel coğrafyasında turizm yapma imkanı olsa da bu şansın iyi değerlendirildiğinin söylenemeyeceğine dikkati çeken Akbaldan Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akbal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fahiş fiyatlarla yapılan satışların sosyal medyada ve tur acentelerinde sıkça konuşulması endişe verici bir hal almış durumda.
Marmaris merkezde iki top dondurmanın 20 pounda satılması, bir markette bir kutu kolanın 250 TL’ye alınması gibi olaylar, hem yerel hem de uluslararası platformlarda büyük yankı uyandırdı. Almanya ve Hollanda’da sosyal medyada bazı yabancılar çok pahalıya aldığını belirten paylaşımlar yapıyor. Bunlar mutlaka önlenmeli. Ahlaki erozyonun, uzun vadede vereceği zararı iyi anlamalı ve ona göre politika üretmeliyiz.
Bu sorunların üstesinden gelebilmek için birlikte hareket etmeliyiz. Özellikle turizm zabıtaları oluşturulup esnafın çok iyi denetlenmesi gerekiyor. Turizm doğrudan döviz gelirimiz, o nedenle ne gerekiyorsa yapmalıyız.”
Türkiye ve Yunanistan karşılaştırmasına da değinen Akbal, “Türkiye’deki en pahalı bir ürün ile Yunanistan’daki B plus işletmeler karşılaştırılıyor. Ege ve Akdeniz’de popüler yerlerde bir beach 3 bin TL, Rodos’ta 150-200 eurodan (7 bin TL) başlıyor. Oysa ülkemizde de çok güzel plajlara ücretsiz girilebiliyor. Çok farklı iki ürünün karşılaştırılması, fiyatları manipüle ediyor” diye konuştu.